HAFİFE ALDIĞIM HASTALIĞIMLA MÜCADELEM

 Şimdiye kadar hafife aldığım hastalığımla mücadeleye yeni başladım. Ve güzel sonuçlar almaya da başladım. Hem bu sonuçları sizlere aktarmak hem de bende şimdiye kadar bende var olup da neden bir türlü kontrol altına almadığım hastalığım hakkında yeni öğrendiklerimi sizlerle de paylaşmak istedim.

 Arkadaşlar ben 25 senelik Ülseratif Kolit hastasıyım. Ülseratif kolit nedir peki;bir bağırsak iltihaplanması. Ne doğru dürüst tedavi ettirebildim ne düzenli ilaç kullandım. Ayrıca hastalığımın alevlenmemesi için ne yapabilirim onu bile uygulayamadım. Düzenli ülseratif kolit diyetimi bile yapamadım. Sonuçta ya kabızım hep ya da ishalim...

 Peki beni tedaviye yönelten sebep neydi? Bunca senedir tedaviden yoksun olup hastalığıma özen gösteremeyişim ve birden atağa kalkışım. İlk yapacağınız hastalığınız vücudunuzun hangi bölgesinde olursa olsun onu önemsemeniz... İlaç tedavisini aksatmamanız, ayrıca hastalığınızda yemeniz gereken ve yememeniz gerekenlere de dikkat etmeniz şart. Bende son birkaç aydır hastalığımla ilgilenme isteği fırsatı oldu. Önce ilaç tedavisine başlandı kendi isteğimle doktoruma dedim ki ben tedavi olmaya geldim takipli hastanız olmak istiyorum. Zaten senelerdir tedavi olmak isteyipte bir türlü yolum bir büyük hastaneye düşememişti. Çeşitli nedenlerle ertelemiştim. İşte şimdi aradığım fırsat ayağıma gelmişti. Artık çok korktuğum son kolonoskopi esnasında bayılıp kalmışlığım bile korkutamazdı beni... Neyse kendi ayaklarımla gittim doktora artık kolonoskopi korkulu rüyam olmamalı diye düşündüm.

YENİ BİR YILLA BERABER

 Yeni bir yıla gireceğimiz şu günlerde kağıdı kalemi elime alıp yazma gereği duyan ben, sizlere hislerimi anlatmak, kısaca dertleşmek gereği duyuyorum. Ve diyorum ki ben bu yazma isteğinden hiç kopamayacağım ve kendimi de yazma işinden alıkoyan her işi elimin tersiyle itip pc'nin başına geçip blogumda yazacaklarımı kafamda bir müddet düşünüp anlatacağım bir bir aklımdakileri... Belki kalemim sanatsal olacak, belki de düz bir yazı çıkacak neticede... Ama önemli olan hoş bir yazı çıkmış mı, çıkan yazı beni tatmin etmiş mi, yazdığımı ilk önce ben beğenmiş miyim?? Öyle ya, ilk ben göreceğim yazımı, ilk bana soracak ben nasılım diye... Beğenirsem ne ala... Belki kendi alanında güzel bir yazısın ama ilk eleştiri benden gelecek sana... Sonuçta benim eserimsin fakat seni yüceltecek olan da gerekirse yerden yere vuracak olan da benim.

ARTIK BENİM DE BİR ADIM OLSUN...

  Küçüklüğümden beri günlük yazmak istemişimdir. Yaşadıklarımı kaleme almak... Aklımdakileri güle oynaya belki keyifli belki kederli yazmak...Bu blogla da hayallerime bir adım daha yaklaştığıma inanıyorum. Hatta koşarak ilerliyorum mavi hayallerime... Hiç bitmeyen günlük tutma özlemimi bloguma bir kaç kelime sığdırarak gidermeye çalışıyorum.  Kutluyorum kendimi ve klavye bana çalışıyor.

 

BENDE YAZIYORUM HAYAT...

  Bir blog yazmak istiyorum ama çok iyi bildiğim bir konu üzerinde yazmalıyım diye düşünüyorum. Yazmayı da çok seviyorum. Hobilerim; dil öğrenmek,sürekli para getirecek sizin deyiminizle bir ek iş bulmak-öyle ya ben işsizim ve ek işten bahsediyorum-boş durmamak ve durmadan kendini geliştirmek için çabalamak. Öyle değil mi insan doğumundan ölümüne kadar olan zaman çerçevesinde yeni bir şeyler öğrenmeye, hep kendini geliştirecek ve kendine kar sağlayacak bir meşgale bulma arayışı içindedir. Ben de hayatım boyunca hep bu arayış içerisinde olmuşumdur. Hep de başlarken bitmiştir. Çünkü internet üzerinden bulmaya çalıştığım işlerde çoğunlukla boş atıp boş tutmuşumdur. Yani ödeme alamamışımdır. Ama yine de yılmamak... Ve her ne kadar umutsuzluğa kapılsak da bildiğin yol uğrunda mücadele vermek... Sonunda ben de internet üzerinden bir iş bulup- -ek iş tabii ki- düzlüğe çıkacağım. Ve bu hayat mücadelesinde pes etmeyeceğim.